Aralık 12, 2012

Black Books'um geldi, belki sizin de gelir.

Şu diziyi izlemiş birilerine rastlamadım bugüne kadar (İzlemiş olanlara da ben önerdim, hehe). Black Books. İlla bir şeylere benzetmem gerekirse The IT Crowd’la fazlaca benzerlik gösterdiğini söyleyebilirim. Yani, The IT Crowd sevmiş biri Black Books’u da sevecektir, aynı ilgi ile izleyecektir.


Black Books bir İngiliz komedisi. 2000-2004 yılları arasında yayınlanmış, her sezonu 6 bölümden oluşan, toplam 3 sezonluk bir dizi. İngiliz sitcomlarının en güzel yanı da, benim gibi dizi konusunda fazla sabırsız olan kişilere uygun olması. Mesela, bir sezonunda 24 bölüm olan x bir dizi, bugüne kadar 7 sezon çekilmiş olsun. Yazarken bile gözümde büyüdü, izlemeye başlaması zor oluyor. İngiliz sitcomlarında durum çok iç açıcı. Black Books toplamda 18 bölüm. Düşününce, alışılagelmiş tek sezon bile değil.
Nevrotik bir kitabevi sahibi olan Bernard, arkadaşı Fran ve aralarına birden dahil olan Manny olmak üzere üç kişi üzerinde dönüyor Black Books. Olaylar genellikle Black Books adlı kitabevinde geçiyor. Bu diziye gülmeniz için absürt komediyi sevmeniz lazım. İzlerken gülme işini abarttığım çok zamanlar oldu fakat izleyip de “eah, nesi komik?” diyecek bir sürü insan olduğundan eminim. O yüzden, baştan uyarıyorum. Mizah anlayışı farklılığını çok kaldırmıyor bu ve benzeri diziler, eheh. 
Aslında böyle çok sevdiğim ve az bilinen şeyleri paylaşmayı sevmeyenlerdenim. Hani şu “bana kalsın, kimse bilmesin”cilerden. O da ne pis şey, halbuki yapan bilinsin ister. Bilen, eğer sevdiyse, bilinmesin ister. Fakat bu sevdiği şeyin sahibine ters bir durumdur. Ehah, neyse işte. Bu aralar böyle, istiyorum ki herkes bilsin.
İzleyip de gülmeyene not: Gülmek için yaratılmış gözlerde yaşlar niye? Ehahe.

Hiç yorum yok: