Temmuz 31, 2013

"iki saat sonra kalabalığın içinde, sinemadan bir dar sokağa çıkan sanki başka biriydi. düşünüyordu: ‘çağımızda geçmiş yüzyılların bilmediği, kısa ömürlü bir yaratık yaşıyor. sinemadan çıkmış insan. gördüğü film ona bir şeyler yapmış. salt çıkarını düşünen kişi değil. insanlarla barışık. onun büyük işler yapacağı umulur. ama beş-on dakikada ölüyor. sokak sinemadan çıkmayanlarla dolu. asık yüzleri, kayıtsızlıkları, sinsi yürüyüşleriyle onu aralarına alıyorlar, eritiyorlar.’"

Temmuz 09, 2013

"bana köfteler hazırlayın salatalar hazırlayın bir de pencere
oturup umutla bir şeyler unutayım"

Temmuz 05, 2013

uyumadım. henüz.

fikirlerimden de, sahip olduğum için kendimce övündüğüm farkındalığımdan da memnun değilim. gene de başka türlüsünü istemezdim. biri olmasaydı diğerleri de olmazdı. birbirini doğurdu hep. doğurmaya da devam ediyor. doğumun mucizevi bir şey olduğunu düşünmüyorum. bazı fikirler doğarken, tıpkı bebeğin doğumda annesine verdiği acı kadar acı veriyor sahibine. sonrasında getirdiği bir mutluluk ya da bu acıya değer diyebileceğimiz bir ödülü de yok üstelik. tam tersi, sizinle olmaya devam ettikçe boğan cinsten. kurtulma çabaları ise hep bir sonrakine gebe.
yağmur ormanlarında yaşayan bazı kabile insanlarının, başka besin kaynakları olmadığı için maymun yakalayıp yedikleri bir belgesel izledim. sonra birinin bir yazısını okudum; yüzleştim. ardından cama çıktım, balkon demirine bir güvercin kondu. durdu, durdu. güvercinler hisseder. bunu bugün uydurdum. uydurduğum bir şeye inanmak benim en tabii hakkım. bugünden sonra, güvercinler hisseder. o gitti, ben de içeri girdim.
belki uyurum. henüz değil.

Temmuz 02, 2013

diyor kafka; kararlar’da:

"bu yüzden en iyisi her şeyi sineye çekmek, ağır bir kitle gibi davranmak, kendini rüzgarın önüne kattığı bir nesne gibi hissetmek, bir ayartıya uyup da gereksiz bir adım atayım dememek, başkalarına boş boş bakmak, pişmanlık duymamak, sözün kısası yaşam denilen şeyden kalmış en küçük artığın varsa hepsini kendi elinle çökertip ezmek, yani o en son gömüt sessizliğini daha da büyültmek ve ortada bir başka şeyin varlığına izin vermemek.
böyle bir durum için karakteristik bir devinim, serçe parmağın kaşlar üzerinde gezinmesidir."