Ocak 31, 2013

bilmek de tam bir cesaret işi. mesela bir şeyi bir kez bildiğinde, bir daha bilmiyor olamıyorsun. aslında, bilgi ne olursa olsun, öğrenmeye bir adım kala acaba ayağımı çeksem mi diye aklından en az bir defa geçirmiş olan herkes, o adımı atıyor; geri çekilmiyor. bu fikri o kıvrımlarda dolaştırabilen bir sisteme sahipken ne diye ayağını çekmeyi beceremezsin? ha bu bir döngü; çünkü o sisteme sahip olmayan insanlar zaten hiçbir zaman öğrenemiyor. karışık ya da dolambaçlı değil. sadece şartlı. bu durumda en başta bahsettiğim o cesaret de bu döngüye dahil oluyor tabii. zaten tetikleyen o. var eden. ona nasıl sahip olunduğunu ise bilmiyorum. yani en azından, herkesin sahip olmadığını biliyoruz. demek ki ya edinilen bir şey, ya da hep seninle var olan bir şey. seninle birlikte geliyorsa bunun sebebini dayandırabileceğim herhangi bir şey yok. gerçi vardır tabii de, o ayrıca ele alınması gereken bir konu olur. yok hayır ediniliyorsa, edindiğim güne lanet olsun.

Hiç yorum yok: